Çeşitli Slav kabilelerin 6. yüzyıldan itibaren Balkanlara yaptıkları göçler neticesinde bölge
Avrupa’daki en geniş 3 Slav yayılma alanından biri hâline gelmiştir. Aynı dili konuşan bu
kabileler tarihsel süreçte farklı sosyal, politik, dinî ve kültürel gelişmelerin etkisi ile farklı etnik
gruplara ayrılmış, kendilerine has etnik dinamikler geliştirmişlerdir. Bir taraftan Katolik
kilisesi, bir taraftan ise Ortodoks dünyasının nüfuz alanına giren bölge Türklerin bölgeyi fethi
neticesinde İslamlaşma ile yeni bir akültürasyon süreci yaşamış ve Slavlar arasında yeni etnik
oluşumların ortaya çıkması kaçınılmaz olmuştur. Bu farklılaşma, her ne kadar aynı kana ve
kökene mensup olup aynı dili konuşsalar da bölgede yaşayan Slav toplulukların birbirinden
tamamen bağımsız hareket eden yeni uluslar olarak ayrışmasına sebebiyet vermiştir. 20.
yüzyıla gelindiğinde Sosyalist Yugoslavya’nın kurulmasıyla yeni iktidar, bölgedeki etnik
gruplar üzerinde yeni gelenekler ve pratikler vasıtasıyla kendi iktidarını meşru kılmanın yanı
sıra bölgede yaşayan etnik oluşumları tek bir vatandaşlık şemsiyesi altında birleştirme
gayesiyle bir takım kutlamaları teşvik etmiştir. Bunlar aynı zamanda dinsel ve kültürel
farklılaşmalara rağmen kültürel genetiğe kodlanmış olan ortak Slav ruhunu ve dünya görüşünü
ortaya koyan pratikler görünümündedir. Yazıda Güney Slavları arasında 8 Mart ve 1 Mayıs
kutlamalarının bir iktidar meşrulaştırma aracı olarak kullanımının yanında bu kutlamaların
ortak Slav ruhunu yansıtma fonksiyonu üzerinde durulacaktır.
This is an open access article distributed under the Creative Commons Attribution License which permits unrestricted use, distribution, and reproduction in any medium, provided the original work is properly cited.
The statements, opinions and data contained in the journal are solely those of the individual authors and contributors and not of the publisher and the editor(s). We stay neutral with regard to jurisdictional claims in published maps and institutional affiliations.